Yapay Zeka Kadın(ın) Olabilir Mi?

Yapay Zeka Kadın(ın) Olabilir Mi?

Kadın, TDK’ye göre kelime anlamı “erişkin dişi insan” olan bir kelimedir. Birçok kalıba, sıfata, mecburiyete maruz bırakılsa da kadın, sadece bir cinsiyet tanımıdır. Peki ya yapay zekânın da cinsiyeti var mıdır? Makineler kendini oluşturan cinsiyeti temsil eder mi?  Erkekler yazılım ve teknoloji dünyasında söylendiği gibi daha mı yeteneklidir?

İlk olarak kadınların yazılım ve teknoloji sektöründeki yerini inceleyerek başlayalım. Kod yazarı diyebileceğimiz ilk kişinin bir kadın olduğunu görüyoruz. 200 yıl önce yaşayan, Lady Ada Lovelace adında bir matematikçi, 1833 yılında Charles Babbage’in yaptığı analitik motorun çalışma algoritmasını hazırlamıştı. Lovelace, kod yazımı konusunda tarihteki ilk çalışmayı yapan kişi olarak kabul ediliyor. Mary Allen Wilkes ise, yapay zekâ kavramı ortaya atıldıktan 9 yıl sonra yani 1959 yılında mezun olan ilk yazılımcı kadınlardan biri. Kod yazma işlemini A4 kâğıda yazarak tamamlayan Wilkes, kolilerce kâğıt dolusu kodu bilgisayara aktarmıştı. Ayrıca, iş için başka şehre taşınması istenen Wilkes, kabul etmeyince şirket tarafından evine bilgisayar gönderildi. Böylece dünya üzerinde evinde bilgisayar kullanan ilk kişi, avukat ve programlamacı bir kadın olmuş oldu.

1983-1984 akademik yılında bilgisayar bilimleri bölümünden mezun olan öğrencilerin %37’si kadın iken maalesef ki günümüzde bu rakam %17’lere kadar düşmüş durumda. Bunun sebebi olarak ailelerin bilgisayarları genellikle erkek çocuklarına hediye alması ya da teknolojik ve elektronik oyuncakların erkek çocuklarına ait olduğu görüşünün popüler olması sayılabilir. Bugün Silikon Vadisi’nde dahi kadın yazılımcı oranlarının düşük olması, dünya genelinde sergilediğimiz cinsiyetçi tutumun boyutuna dair fikir veriyor ancak kadınların genetik olarak programlama alanında yetenekli olmadığı görüşlerini çürütebilecek bir örnek vermek istiyorum: Yazılımcı kadınlarımızın sektörel başarıları. Birçok sayabileceğimiz isim olsa da en büyük örneklerinden bir tanesi şahsen tanıdığım TOBB Türkiye Yazılım Meclisi Başkanı Melek Bar Elmas’tır. Kendisi Türkiye’nin ilk kadın bilgisayar mühendislerindendir ve 2001’de Dünya Gazetesi tarafından Bilişim dalında En Başarılı İş Kadını, Ekonomist Dergisi tarafından Yılın Kadın Girişimcisi, 2004’te American Biographical Institute tarafından 21.YY’ın Büyük Düşünürü ödüllerini almıştır.

Yapay Zekâ Gerçekten Kadın Mıdır?

Hepimizin bildiği gibi Apple, Google, Amazon gibi birçok şirket kullanıcılarına sanal asistan sunuyor. Bu asistanların en büyük ortak özelliği ise neredeyse tamamının aşırı saygılı ve itaatkâr kimliğinde bir kadın tarafından seslendiriliyor olması. Bu durum maalesef ki toplumda yardımcı, destekleyici ve düzenleyici rolün kadınlar üzerinde olması gerektiğinin bilinçaltını yaratıyor. Teknolojiyi bir cinsiyete tanımlamanın yanlış olduğunu düşünen araştırmacılar dünyanın ilk cinsiyetsiz sanal asistan sesini oluşturmayı başardılar. Büyük bir çalışma neticesinde ortaya çıkan Q adlı ses, insanların herhangi bir cinsiyet ayırt edemeyeceği bir frekansta oluşturulmuş. Bu sayede sesin kullanıldığı sanal asistan bir erkek ya da kadın olarak algılanmıyor.  Dinlemek isteyenler için link bırakıyorum:

Aslında yapay zekâ, toplumun ve üretildiği ekibin bir aynasıdır. Yapay zekâyı mevcut veriler ile eğiterek onun kendi kendine karar vermesini sağlıyoruz. Örnek olarak Türkçeden İngilizceye yapılan meslekler ile ilgili çevirilerde bazı yerlerde belirgin bir cinsiyetçilik var. Temizlikçi, hemşire, gibi toplumsal cinsiyet rollerinin kadına biçtiği mesleklerin İngilizcedeki feminen zamir olan ‘she’ ile çevrildiğini; mühendis, müdür gibi mesleklerin ise maskülen zamir ‘he’ ile çevrildiğini görebiliyoruz. Cinsiyetçi kalıpların makinelere entegre edilmesinin önüne geçmenin en güzel yolu da teknolojilerin test edilmesi dahil olmak üzere teknoloji şirketlerinde daha fazla kadın çalıştırılmasıdır.

WEF’in yayınladığı son Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Uçurumu Raporu’nda, 2006’dan bu yana cinsiyet eşitliğindeki uçurum yüzde 3,6 azalsa da bu uçurumun kapanmasının 108 yılı bulacağını duyurdu.

108 yıl…

Sevgili kadın ve erkek okuyucularımız, bu sayı sadece tek bir cinsiyetin mücadele ederek kapatacağı bir sayı değil. Birlikte çalışalım, birlikte öğrenelim, birlikte kod yazalım ve birlikte yemek yapalım. Birlikte olalım ki okuma çağındaki kız çocukları evlendirilmesin, birlikte olalım ki kadınlar bu dünya üzerinde her şeyden korkarak yaşamasın, birlikte olalım ki bir kadın güzel giyindiği için utanmasın, birlikte olalım ki bir kadın çocuklarının önünde dövülerek, bıçaklanarak, ateş edilerek öldürülmesin.

Birlikte olalım ki bir kadın sadece “insan” olabilsin.

Ömrüm ERGÜVEN

PharmaIno Science Kurucu Ortağı

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir